Kategoriler
iklim değişikliği sera gazı emisyonu

İklim Değişikliğine Hangi Ülke Neden Oldu?

İklim krizi kimin suçu? Gelişmiş ülkeler sera gazı emisyonu sayesinde mi büyüdü? İklim Krizini batı mı yarattı?

Selam ben Funda, 12 yıldır iklim-enerji alanında çalışıyorum ve bu alandaki gelişmeleri, günlük hayatla ve bazen de varoluşsal sıkıntılarla aktarmak için buradayım. Neşeli bir dille. Çünkü belki de bu alanda yeni bir çözüm üretecek olan mucit sizsiniz. İklim alanında kafanız karışıksa, onu çözmek için buradayım.

İklim değişikliği konusunda bir dünya veri var yani konu manipülasyona çok açık. İşte bugün size sadece doğru veriyi nerede arayacağınızı değil, hangi veriyi arayacağınızı da göstereceğim.

Hazırsanız başlıyorum.

Öncelikle kendimize bazı kurallar koyalım:

1- İklim değişikliğine neden olan şey sadece karbondioksit emisyonları değil. Bizim metan gibi diğer sera gazı emisyonlarına da bakmamız lazım. Çünkü karbondioksit emisyonları ağırlıklı olarak enerji üretiminden kaynaklanır. Yani sadece CO2 ile yola çıkarsak, tarımla ve madencilikle gelişmiş ülkeleri örneğin Brezilya’nın ve Rusya’nın emisyonlarını göz ardı etmiş oluruz. Ve araştırmamız yanlı olur. Biz tüm sera gazı emisyonlarına bakacağız. Bunun için aradığımız birim karbon eşdeğeri (carbon equivalent).

2- Tek bir yıla, ya da son 10 yıla bakmak her zaman yanıltıcı olur.  Ben bu grafiği verip size işlerin çok iyi gittiğini söyleyebilirdim. Emisyonların artmadığını, tüm bunların bir safsata olduğunu söyleyebilirdim. 

Gerçekler pek de öyle değil. O yüzden biz uzun yıllara dayalı ve bilimsel bir veri set bulacağız. MÖ 3. yüzyıldan bahsetmiyorum tabi- ben veriyi seviyorum da bu kadar eski veri yok-.

Bizim sera gazı emisyonlarının antropojenik (insan kaynaklı) olduğunu gösteren tek bir kanıta ihtiyacımız var. Hımm mesela şey gibi; toplu üretim, toplu tüketim, Fordizm, ilk buharlı makineler, tarımın, madenciliğin yükselişi…. Size bu yıllar bir yerden tanıdık geliyor mu? Sanayi devriminin gerçekleştiği 18. yy’a ait veri bulabilirsek harika olurdu.

3- LULUCF Türkçesi AKAKDO (Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık). Yok benim dilim sürçmedi. Bu arazi kullanımı, arazi kullanımı değişikliği ve ormancılık tan kaynaklı emisyonları ifade ediyor. Yani bir nevi doğal ekosistemlerde geri depolanan ya da madencilik, tarım, yangınlar sonucu ortaya çıkan emisyonlar.

Konsepten anlayacağınız üzere, bunları hesaplamak biraz zor ve veride birazcık belirsiz var. Bu harita bize AKAKDO verisinin belirsizliğini gösteriyor.

Bu emisyonlarda madem belirsizlik var, e o zaman dahil etmeyelim dediğimizde ise bazı ülkeleri kayırıyor olabiliriz. AKAKDO’nun dahil edilmediği en eski veri seti 1990’dan başlıyor. AKAKDO’nun dahil edildiği en eski veri setini ise bilim insanları 1850’lere kadar götürmeyiz başarmış. 

Hangisini kullanacağız? Nullius in verba. Yani bilimin deyişiyle kendi gözümüzle göreceğiz

Bu grafikte AKAKDO  hariç sera gazı emisyonlarını görüyoruz, 1990’dan başlıyor. İlk 10’da: Çin, ABD, Hindistan, Rusya, Japonya, Brezilya, Endonezya, İran, Suudi Arabistan ve Almanya  var. En üstteki, Çin’in yetişmekte kararlı gibi çizgi de ilk 10nun dışındaki ülkeler.

Bu grafikte de AKAKDO dahil emisyonlar bulunuyor. Arazi kullanımından İran ve Endonezya biraz  gol yemiş gibi duruyor, emisyonları biraz yükselmiş. ABD ve Çin’in ise bir miktar azalmış.

Hadi bir de elimizdeki en eski verimize bakalım; 1850’ler. 1850’de moda çok iyi değilmiş, ama bu dönemde ilkler de yaşanmış; petrol damıtılmış, çelik üretilmiş. 

Bir dakika bir dakika, bu kadar eski bir dönemde, sera gazı nasıl kayda geçmiş?

1850’lerde modern bir sera gazı falan ölçümü yapılmıyor. Sera gazı emisyonların nasıl bir bela olacağından dünya henüz haberdar falan değil. 

Bilim insanları 70 milyon yıl önceki karbon emisyonları bile buzulların, toprağın derinliklerinden örnekler alarak tahmin etmeyi başardılar. 

E o zaman bu veri nasıl 1850’ye gidiyor? 70 milyon yıl geriye kadar tahmin edilen CO2 emisyonları ve küresel ısınma potansiyeli üzerinden geliştirilmiş bir model bu. Ve şu anda henüz 1850’ye kadar gidebiliyor. Gelin bu grafiğe bakalım, son 174 yılda ne değişmiş:

1850’lerde sera gazı sahnesinde, güncel grafiğe göre İngiltere, Fransa ve Ukrayna’yı da görüyoruz. Birinci dünya savaşı sırasına geldiğimizde Rusya’da emisyonlarda biraz küçülme var. Bu arada metanı hep büyükbaş hayvanlar üzerinden biliyoruz ama Rusya’nın bu büyük emisyonlarında doğalgaz ve petrol madenciliği kaynaklı metan emisyonlarının parmağı var.

1950’de Rusya ile beraber Çin’de sanayi faaliyetlerinin gerisinde kalmıyor ve 1980’lerde beklenen oluyor. Söylemekte fayda var, Çin’de 1981-2019 arasında aşırı yoksulluk %88’den %0.2’ye iniyor. 

İklim krizini batılılar uyduruyorsa, bu grafiklerde Suudi Arabistan’ın, İran’ın, Asya’nın incisi Çin’in işi ne? İklim krizi gelişmeye ket vuracaksa, grafiklerde benzer emisyon patikalarında giden Almanya ile Endonezya’nın refahını bir tutabilir misiniz?

Bir dakika size göstermek istediğim son bir veri daha var. Hep ülke başına üretilen emisyondan bahsettik, e ama nüfustan bahsetmedik. Hadi gelin ona da bir bakalım:

Ben bunların batı olduğunu bilmiyordum…

Komplo teorisyenleri çok rahat bu verilerin kaynağını, içeriğini, yıllarını değiştirip, sadece dikkat çekmek için kafanızı karıştırıcak.Çünkü korkutmak, öğrenmekten ve öğretmekten daha kolay. Ben öğretmek ve araştırmak için buradayım. Ve artık siz bu konuyu biliyorsunuz.

Bir sonraki videoda görüşmek üzere, şimdilik hoşçakalın.